Üniversiteye yeni başladığımda, resim yapmayı hiç sevmeyen biri olarak, müfredatta üç dönem teknik resim dersi alacağımı görünce başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü. Halbuki, teknik resim, benim lise de zar zor geçtiğim, resimden çok farklıymış.
Üniversiteye başlar başlamaz, ilk önce T-cetveli satın almıştım. Mühendisliğin önemli sembollerinden olan T-cetveli ve teknik resim masaları, firmalarda, günümüz Ar-Ge ve Tasarım merkezi’ ne denk gelen kısımlarda, vazgeçilmez aletlerden biri olarak kullanıldı. O dönem sadece iki ve üç boyutlu tasarımlar ve kesit resimleri vardı ve bunları yapmak çok uzun zaman alırdı. Elbette, T-cetveline ilaveten, gönye, cetvel, iletki, fonksiyonlu hesap makinaları ve pergel kullanıldı.
Bilgisayar teknolojisinin gelişmesi ile birlikte, 1990’ lı yılların başlarında, teknik resim bilgisayara aktarıldı ve sonrasında, teknik resim, simülasyonu da destekledi. Elektrik, Mukavemet, Akışkanlar Mekaniği ve Isı Transferi alanlarında, analitik olarak çözülemeyen diferansiyel denklemler sayısal yöntemlerle kod yazılarak çözülmeye çalışıldı. Ardından, kodlar büyüdükçe, (commercial code) ticari yazılım olarak adlandırdığımız, simülasyon programlarını doğurdu. Bu programlara, üç boyutlu çözümün yayında, zamana bağlı çözümler ve hareketli ağ (mesh) çözümleri de ekleninde, zamana bağlı animasyonlar doğdu. Animasyonlar, tasarım öncesi hataların görülmesine, hayallerin, somut uygulamaya geçiş noktasında önemli bir basamak oluşturdu. Böylece, minimum hata ile maksimum hızda üretimler gerçekleşmeye başladı.
Gün geldi. Simülasyonlar da yetersiz kaldı. Hayat inanılmaz hızlandı. Hayatı hızlandıran ise, baş döndürücü hızla ilerleyen, dijital dünya ve internet oldu. Derken, tüm bunlarla beraber yaşantımıza ortak olmaya ve destek olmaya başlayan IoT, Yapay Zeka ve Büyük veri kavramları bizi Dijital ikiz dünyasına taşıdı. Özellikle, Ar-Ge çalışmalarında, dijital ikiz (Digital Twin) oluşturarak, zaman, ekonomiklik, daha yüksek hız, daha kolay envanter yönetimi gibi kazanımlar sağlandı. Ar-Ge Mühendisinin işi, özellikle hızlı ve hatasız ürün üretme anlamında değer kazandı. Çünkü, ürünün bir yandan, simülasyon ve animasyonları yapılıyor ve öte yandan sensörlerle, prototip üzerinden alınan veriler, dijital ortama aktarılarak üründe iyileştirmeler sağlanıyor.
1991 yılında, üniversiteye başladığımda, T-cetveli ile kumpas ile, termometre ile ölçüm alarak model Ar-Ge çalışmaları yapılırken, 30 yılda, artık Ar-Ge çalışmaları ditijal dünya ile desteklenerek, akıl almaz boyutlara ulaştı. Bugün Formula 1 yarışlarında, aslında, pistteki pilottan çok, fabrikadaki Ar-Ge mühendisliği, Ar-Ge teknisyenliği yarışıyor. Covid-19 gibi, davranışı bilinmeyen vakalarda da hem ilaç hem de aşı geliştirilirken, dijital dünya, simülasyonlar ve hızlı ölçümler, umarız, hastalığı ve virüsü kısa sürede yok edecektir.
Sağlıcakla kalın…
Yazar